El ele, göz göze Kuzey İtalya
Fırat Karadeniz ve eşi Gizem Lallı
Aylar önce Milano’ya aldığımız kampanyalı uçak biletlerini 8 gecede 3,5 şehri kapsayacak bir Kuzey İtalya gezisine çevirdik. Hedefimiz biraz romantizm, yurtdışında yılbaşı eğlencesi, elbette kültür-sanat ve hamurişiydi.
30 Aralık’ta Bergamo’ya ineceğimiz için yılbaşını Como’da geçirmeye karar verdik. Bergamo şehrin ‘ucuz’ havaalanı. Bu tabii ki bir eksi özellikle beraber geliyor; metro bağlantısı yok. Ancak kişi başı 12 euro vererek şehrin merkez tren istasyonuna otobüslerle gitmek zor bir iş değil. Yaklaşık 50 dakika sürdü. Milano-Como arası Lombardiya’nın bölgesel tren şirketi Trenord ile kişi başı 5,40 euro. Tren yolculuğu yaklaşık 40 dakika…
Tempio Voltiano, Como
Como’da biraz şanssızdık. Onca gün içinde en yağmurlu gün 31 Aralık oldu. Üstelik sis vardı, gölde tur yapmaktan ya da fünikülerle yükselip manzara seyretmekten vazgeçtik. Ama yine de keyifliydi. Göl kenarında, sokaklarda ve villa bahçelerinde gezmek bir şemsiyeye bakıyor. Bilimseverler pilin mucidi Alessandro Volta’ya adanmış bir tapınak olan Tempio Voltiano’yu not alabilir. Hem yağmurdan biraz kaçmak hem de turizm göreviyle Santa Maria Assunta Katedrali de ziyaret edilebilir. Biz yılın son pazar ayinine rastladığımız için sanırım daha özel bir tecrübe yaşadık.
Yılbaşı gecesi için yaklaşık bir ay önce rezervasyon yapmak istemiştik. Göl manzarası, güvendiğimiz birkaç internet sitesinden (Tripadvisor, Foursquare, bizatihi Google vs.)
4 üzeri bir puan ve bütçeye uygunluk kriterleri etrafında birçok aramayla onlarca yorum okuduk. Radarımıza takılan Lago Food&Co bize e-postayla yılbaşı özel menüsü gönderdi. Dört çeşit yemek -alkolsüz- kişi başı 90 euro’ydu. Ama e-postada “18.00-21.00 arasında gelirseniz menüden istediğinizi söyleyebilirsiniz” diyorlardı. Bizim için yeterliydi, saatlerce bir restoranda oturmaktansa birkaç mekân gezmek daha cazip gelmişti. Öğle için kapıdaki menülere bakarak restoran aradık. Bir mekânda Atatürk portresi görünce aramayı bıraktık: Göl kenarındaki Fontana D’Oro. Sahibi orada değildi, tanışamadık ama pizzalardan da makarnadan da memnun kaldık (İki kişi bir şişe şarapla 55 euro). Akşam yemeği biraz daha şatafatlı oldu. Önden istediğimiz kızartmalar tam benlikti. Ben risotto söyledim, eşim levrek yedi. Bir şişe beyaz şarapla birlikte 77 euro ödedik. Masadan kalktığımızda saat hâlâ 20.30’du ve yeni yıla girmeden birkaç bar keşfetmeye zaman bile kalıyordu. Ama en sonunda kendimizi yine göl kenarında bulduk, bir de gazlı beyaz (!) patlatıp yeni yılı neredeyse bir saat süren havai fişek gösterisiyle karşıladık.
Hesaplı Venedik
Yeni yılın ilk günü yine Trenord ile Milano’ya geçtik. Merkez istasyonundan da Trenitalia’nın ‘kırmızı ok’larından birine binip Venedik’e ulaştık. Gezimizde şehirlerarası yolculukları hep trenle yaptık. Bu biletleri vizelerimiz elimize geçtikten sonra almıştık. Milano-Venedik yolculuğu için kişi başı 18 euro ödedik.
Venedik’te konaklama biraz tuzlu olabiliyor. Biz bütçe içinde kalmak istiyorduk ve dar sokaklarda bavullarla gezmek de pek çekici gelmedi açıkçası. Bu nedenle Venedik’in anakarada kalan dış mahallesi Mestre’de konakladık. Buradan Venedik’in Santa Lucia Tren İstasyonu’na ulaşım yine trenlerle 10 dakika sürüyor ve kişi başı 1.45 euro’ya mal oluyor.
Rialto Köprüsü, Venedik
Venedik için 1,5 gün ayırmıştık. İlk yarım günü sokaklarda boş boş gezerek ve Rialto Köprüsü manzarası eşliğinde yemek yiyerek geçirdik. Spagetti carbonara ve ev usulü lazanyaya şaraplarla birlikte 50 euro ödedik. Venedik’e ayırdığımız tam günse biraz daha turistikti. Piri uygulamasını indirdik, bluetooth kulaklıklardan birini ben, birini eşim taktı ve San Marco Meydanı’nda başlayan bir ‘sesli-rehberli tur’ yapmış olduk. Çan kulesi, katedral, dört at ve tetrarklar heykelleri, Dükler Sarayı, Ahlar Köprüsü… Meydanın hemen denizle buluştuğu noktadaki iki sütunun arasından kötü şansı bertaraf etmek için geçmememiz gerektiğini de bu tur sayesinde öğrendik.
Venedik’e bizden daha uzun zaman ayırmak isteyenlere önerim şehrin toplu taşıma ve müze kartlarını incelemeleri… Farklı seçenekler de var: veneziaunica.it
Alışverişseverlere…
Venedik-Floransa arasındaki yolculuk için bir kampanya bulup Italo firmasından bilet almıştık. Yine yaklaşık 18 euro ödedik. Floransa’da konakladığımız otelse Cumhuriyet Meydanı’na birkaç
adım mesafede olduğundan görmek istediğimiz her nokta çok yakınımızdaydı.
Floransa Katedrali ve vaftizhane
Floransa’da da Piri’den yararlandık. Rönesans’ın Ayak İzlerinde isimli tur bizi Santa Maria Novella Bazilikası’ndan aldı, Strozzi Sarayı’na, Medici Şapeli ve Medici Sarayı gibi duraklara götürüp en sonunda Katedral Meydanı’na ulaştırdı. Katedral, çan kulesi, vaftizhane, Cennet’in Kapıları… Her biri hakkındaki detayları da öğrenmiş olduk.
Yeme-içme konusunu da mutlaka denemek istediklerimiz vardı. İlki Uffizi Galeri’nin hemen arka sokağındaki sandviççiler. En ünlüsü All’Antico Vinaio ve birkaç dükkânları var ama hepsinin önünde inanılmaz kuyruklar oluşmuş. Yine aynı sokaktaki La Prosciutteria’yı denedik. Fiyatlar uygun,
8-10 euro arası. Akşam yemeği içinse Floransa’nın ünlü T-bone biftekleri listemizdeydi. Tek kişilik 500 gram getiriyorlar. İki kişi bile gitseniz tek porsiyon söyleyebilirsiniz. Tek 22, iki kişiliği 40 euro. Tek kişiliği ben zor bitirdim.
Bu gezideki en pahalı tren biletini Floransa-Milano rotası için aldık. Tabii yılbaşı tatilinin sona ermesinin ve herkesin evine dönmesinin bunda etkisi vardır. Trenitalia bileti kişi başı 40 euro…
Bizim biraz yorgunluğumuza denk geldi (günlük ortalamar 25 bin adım atmıştık), onun da payı vardır ama tam bir büyükşehir olan Milano; Como, Venedik ya da Floransa’nın bizde bıraktığı etkiyi yaratamadı. Milano Katedrali etrafında biraz turlayıp alışveriş seçeneklerini gözden geçirdik. Gerçi çok da bir şey almadık. Ancak siz alışverişe meraklıysanız şehir merkezindeki DMAG ve Matia’s outlet’lere uğrayabilirsiniz. Daha fazla zamanınız varsa bir saatlik araba yolculuğu mesafesindeki Serravalle Outlet’i de listenize alabilirsiniz.
Bu turu kolaylaştıracak ipuçları
Biz internet işini yurtdışı e-SIM paketleri aracılığıyla çözdük. Airalo adlı uygulamadan 10 GB’lık paketler aldık, bitiremedik bile. 9’ar euro ödedik. Eğer e-SIM’li bir telefonunuz yoksa yerel şirketlerde turist paketleri de satılıyor. Tavsiyem eski bir akıllı telefonunuzu yanınıza almanız. Turist SIM’ini eski telefona takarak interneti paylaşabilirsiniz. Böylece Türk hattınızdan sizi arayanları görebilirsiniz. Hem de WhatsApp’ınız çalışmaya devam eder.
Piri için haftalık paket aldık ve 49 lira ödedik.
Venedik ve Milano’daki otellerimiz sıradandı ama Como ve Floransa için öneri isteyenlere sırasıyla Palazzo Mazzini ve 25hours Hotel’i tavsiye edebilirim. Özellikle 25hours’u çok beğendik.
Floransa’da Uffizi Galeri’yi de ziyaret ettik. Normalde 25 euro ama sıra beklemek istemiyorsanız 29 euro ödemelisiniz. Eğer bilet kuyruğu çok uzunsa Vecchio Köprüsü’ne çıkan yoldaki Orsanmichele isimli küçük kilisede de bilet satılıyor. Hiç sıra yoktu.